şaşırmadım valla bildiğim bir şeydi. internette bu konuyla ilgili espriler "meme"ler bile var.

bilinçli yetiştirmeye çalışırdım elimden geldiğince. ama daha da önemlisi internete sansür uygulardım belli bir yaşına kadar. bilgisayardan anladığım için az biraz ufakken daha ciddi bir sansür gittikçe azaltırdım falan.

Eve bilgisayar sokmayı düşünmüyorum isterse teknolojisizlikten kırılsın :( bu ne ya Allah belalarını versin :(

6 aylık bir yiğenim var. ablamla düşündüçe nefesimiz daralıyor. ne yapacağımıza dair hiçbir fikrimiz yok. ailemize bebeğin fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmamalarını, birbirlerine whatsup, messenger gibi yerlerden göndermemelerini özellikle söyledik. bunda bile başarılı olamadık. ablamın görüncesi twitterımda paylaştı. yani ne yaparsak yapalım birşeylere engel olamayız gibi hissediyoruz.

Boylelerini yakalayip kizgin demir kazıkla acı çektirmek isterim ama bunun yargısız infaz endişesi var, hangi birine yetiseceksini var, başka bir sürü aşağılıklar var. Var oglu var. Bir de böyle şeyleri çok kafaya takiyorum, onun için derman olamayacağım dertlerle ilgili bu tür haberleri, yazıları görmezden geliyorum.

Icerige ve insanlarin ne kadar kotu oldugu konusuna hic girmeyecegim de boyle bir deney yapip;


Bütün bu veriler ışığında; çocuklarımızın internette ne yaptıklarını mutlaka kontrol edelim ve lütfen onları bu tehlikeden koruyalım.

Diye bitirmek arastirmanin ve sozde arastirmayi yapanin ne kadar ebleh oldugunu gosterir.

Kafayi degistirmeye calismak yerine "cocugunuz uzerinde baski kurun" demek salakliktir. Bari deney sirasinda cocuga ortamin ona uygun olmadigini soyleyen kisileri bulup onlardan tavsiye alsaydiniz.

Ayrica bilisim hukuku ile bunun ne alakasi var lan? Bilisim hukuku dernegi 11 yasindaki cocugun chat yapmamasini tavsiye etmez. Tam aksine 11 yasindaki cocugun da chat yapabilmesi icin uygun ortam yaratmaya calisir.

www.youtube.com

@godless frog

İnternet üzerinden işlenen suçlar da bilişim hukukunun kapsamında olduğu için böyle bir çalışma yapmış olmalılar. Mevcut yasal düzenlemelerin, çocukları istismardan korumak bakımından yetersiz kaldığı düşünülüyor ise böyle bir çalışma yaparak bunu ortaya koymak istemiş olabilirler. Mevcut yasal düzenlemelerin kapsamının genişletilmesi amaçlanıyor olabilir. 11 yaşındaki çocuğun da chat yapabilmesi için uygun ortamın yaratılması zaten "çözüm" ve o çözüme ulaşmak ancak sorunun somut olarak ortaya konup, sorunu ortadan kaldıracak önlemlerin alınabilmesiyle mümkün oluyor.

Çalışmadan çıkarılacak sonucun "çocuğunuz üzerinde baskı kurun", "çocuklarınızın chat yapmalarını engelleyin" vb. olduğunu düşünmüyorum. Çocukları korumak onları dünyaya getiren ve yasal olarak da onları korumakla yükümlü olan anne babaların görevi olduğuna göre, anne babaların çocuklarını korumak için ellerinden geleni yapması gerekir. Anne babaların, çocuklarının internette ne yaptıklarını kontrol etmeleri gerekiyor; çocuklarının ne yaptıklarını kontrol etmemeleri ihmalkarlık olur.

Edit: Küçük eklemeler yaptım.

@godless frog

internet üstünden taciz, istismar vs hepsi bilişim hukukunun DA alanına girer. tehdit, hakaret şantaj vs. sadece internet değil telefon, bankacılık, hastanelerin hastalar hakkında verileri vs vs hepsi bilişim hukukunun da ilgili olduğu konulardır. sadece site açıp kapatmak gibi gösteriliyor bizim ülkede orası ayrı.

açıklamada çocuklarınız koruyun diyor. çocuk yani bu. korunması gereken bir canlı zaten. interneti yasaklayın demiyor, çocuğun internetteki faaliyetlerini kayıt altına alın diyor, çocuğun internette neler yaptığını bilin diyor. sakın internete sokmayın demiyor.

bana göre bir insan ortamını buldumu, onaylamadığı her şeyi yapabilecek kapasitede bir varlık, hatta deneyleri de var milgram, zimbardo deneyi vs. dünya da hayvanlarla ilişkiye girilsin diye özel çiftlikler var , bütün bu olanları düşününce çocuk sahibi olmak bir çocuğu dünyanın iğrençliklerinden korumak anne babalar için çok zor. burada ki örnek internet üzerinden gidiyor, evde kontrol edersin ama dışarda bunu aileler nasıl takip edebiliyor bilmiyorum, şahsen çocuğum olsa ve bu haberi okusam paranoyak olurdum.

Geçenlerde bir porno sitesi en çok izlenen kategorileri falan açıklamıştı. pek çok ülkede "mom,sister, teen" falan en tepede. ortadoğu toplumlarında da yaygın.

bastırılmış cinsellik mi denir bilmiyorum. insanlar gerçek hayatta gösteremedikleri yüzlerini, internet ortamında gözetlenmediklerini(ki oldukça yanlış bir düşünce) düşünerek rahatça gösteriyorlar.

çocuğum yok henüz ancak olursa, belli bir yaşa kadar teknolojik cihaz vermeme düşüncem mevcut. bu konuda otoriterim. bilgisayar mühendisliyim, bilgisayar mühendisliği bölümüne girene kadar bilgisayarım yoktu, bir şey de kaybetmedim.

elbette kullanacaksa gözetimim altında kullandırırım. filtreleme yöntemleri var. zaten bu işin kitabını okuduğum için benden fazla bir şey kaçıramaz. 10-11 yaşındaki çocuğa al sana son model telefon, al sana kişisel bilgisayar, internete gir sabahtan akşama kadar demem. öyle bir dünya yok.

babamdan kaptım sanıyorum bu davranışı. babam haftaiçi bizim televizyon izlememizi bile yasaklardı. belli bir saate kadar izlerdik, saat akşam 6-6:30 falan, sonra odaya geçip ders çalışırdık. iyiki de böyle yapmış diyorum. ben de böyle. kafa aynı kafa.

bu tarz çalışmalar en modern, gelişmiş ülkelerde de yapılıyor ve sonuçlar genellikle aynı maalesef. yani norveç'te belki 100 kişiden 90'ı kızı uyaracaktır ama amerika'da falan da hiç sayısı az değil bu manyakların.

yalnız 11 yaşında bir çocuğun google'da "chat ve sohbet" diye aratması da saçmalık. belli bir yaşa kadar ebeveyn kontrolünde internete girmeli çocuklar. adı üstünde ÇOCUK daha. cyberbullying yüzünden intihar eden çocuklar var. sçtırtmayın marjinalliğinize de özgürlüğünüze de. 11 yaşında çocuğun internette ne yaptığı kontrol edilmelidir.

Sadece Türkiye'de değil Dünya'da da çok büyük bir problem maalesef pedofili. Düşündüğümüzden çok çok daha yaygın aynı zamanda. Bu deney de bunu gösteriyor aslında. Üst düzey yetkililerin, politikacıların, polislerin ve hatta o çocukların ailelerinin dahil olduğu pedophile network'ler var dünya çapında. Marc Dutroux ve Jimmy Savile isimlerini bir araştırın derim. Mide bulandırıcı.

Çocuğumu bu çalışmanın ortaya koyduğu tehlikelerden korumak için ne yapardım? Açıkçası benim çocuk yapmaya cesaretim yok böyle bir dünyada.

Kapali bir network gelistirilebilinir aslinda, direk okullardan baslanir, yasi belli olan gruplarda chat yapilmasina izin verilir ve disardan giris yapilamaz amma velakin kontrol etmesi guc bir network olur.

Facebook gibi dusunun sadece ogrenciler ve +-2 yas araliginda arama ve ekleme ve sohbet ediyorlar. Kayitlar okullardan yapilior sadece aile telefonlari adres bilgileri dogrulaniyor falan. Belki calisir boyle bir network.

şaşırmadım.

gelecekteki çocuğumun veya küçük kardeşimin böyle yerlerde gezmesine mani olmak için birçok yaptırım yapabilirim. reel dünyada yaptığımız şeyi sanalda da uygulamak gerekiyor.

ayrıl

o esnada ne yapıyormuş? neden böyle oluyormuş yani? geçerli bi sebebi yoksa ya seni umursamıyor ya da aldatıyor

Umrunda degilsin. Isi olan bi dk canim isim var sonra konusalim der. 15 20 degil ki saatlerden bahsediyorsun.

Joy luck club

Kadınsa emek harcayacak erkekse ayrılacak

Erkek neden emek harcamiyor???


Uyuz olduğum insan tipi

Baktın olmuyor ayrıl.

Sevmem

bunlar bahane. insan isterse herşeye zaman ayırır. moralini bozmayayım ama tehlike çanları çalıyor.

@joy luc club

"kadin tarafiysan emek harcaman gerekiyor daha. erkek arkadasin yeterli seviyede sana bagli degil."

Düşüncene katılmıyorum. İlişki sadece benim istememle olan birşey değil. Onun bana yeterli seviyede düzgün davranması için onu kendime deli gibi bağlamamın gerek olduğunu düşünmüyorum. Hergün beni aramıyor değil sorunum. Daha başlangıç bir sorun.ve inanılmaz emekte harcadım ama onu saçma davranışları beni tüketiyor.

bu tipleri iyi bilirim. bunu duzeltmenın tek yolu var oda ayrılmak.

pek seni umursamıyor gibi geldi.dehlemelisin yada ipini gevşetmelisin. sana kalmış.

eğer o an önemli bir işi yoksa seni önemsemiyor demektir. ben olsam önce ne yaptığını öğrenirim, baktım ki önemsemiyor ayrılırım.

Yüzyüze konuştum. Gerçekten inanılmaz haklı olduğumu dikkat edeceğini söyledi. Biraz azaldı ama yine de her cvp atmadığında ister istemez sinirleniyorum..

İlişki sana göre ciddi ona göre değil. Bak sen fikir istemişsin onemsiyosun demek ki ama karşı taraf görüyor, tınmıyor hiç. Aynı şekilde o sana sorsa sen eminim anında cevap verirdin. Üzgünüm ama, daha çok isteyen, önem veren taraf sensin. İnsan ilişkide bunu göremiyor ben de yaşadım o yüzden yazıyorum sana. Bu tarz davranan biri seni üzer. Kapılmamani dilerim. İlişkinin varlığı her davranışın üstünü örtmuyor. Yanında gayet iyi whatsappta böyle diye niye kestirip atayım şeklinde düşünüyosun belki ama durup kendi davranışlarına bak. Sen hep istekli ve ilgilisin. Peki o?

sık sık mesaj atıp elemanı darlarsan o da geç cevap verir tabi , rahat bırakmalısın elemanı sen atma baya bi süre o atar bi süre sonra daha sonra da dengeye girer iletişiminiz

İlişki ikimize göre de ciddi imiş. En azından o öyle diyip ayrılmak isteme teklifimi istememişti. bir ay kadar önce

@syabk

Ben tripsiz mis gibi insanımdır. Kendisi de çok defa dedi kızımsı triplerin kaprislerin fln hiç yok çok begeniyorum bu özelliğini die.

Eğer öyle herşeye daralacaksa işimiz iş valla. En azından yarın konuşalım diyebilir insan.

Ipi biraz gevset. Ama dönebilir de donmeyebilir de. O riski goze aliyorsan.

10 dk.'da bir sürekli tüm gün mesaj atıyorsan bu davranışı kabul edilebilir. Ama sen böyle biri değilsen üzgünüm. Seni tınlamıyor ve sevmiyor.

Yok 10 dk da bir yazmıyorum. Haftada 1-2 kere görüşüyoruz ben müsait olamıyorum. günde 1 yada 2 tur whatsapptan yazışıyoruz 15 dk fln. Hiç konuşmadan yazışmadan 1 günden fazla da geçiriyoruz bazen. Tabi ki de belli keskin sınırları yok. Daha öncede ilişkilerim oldu bunalttığımı sanmıyorum.

ben bunun sebebini biliyorum ama söylemem.

çocuk akıllı. işi biliyor.

Bitir, durdugun kabahat

belki adam yazmak istemiyor? ben de mesela mesaj ve türevlerinden hiç hoşlanmıyorum. arar, konuşur, kapatırım. bunda sinirlenecek ne var?

Bana yapsa bende aynısını ona yapmaya başlarım. Eğer laf söylerse senin hep yaptığın şey derim, sevip önemsiyosa anlar kendini düzeltir zaten.

seni çok umursamıyor.

yani bu durumun seni üzdüğünü biliyor ve umursamıyor doğru mu anladım?

Bence onu savunma bu kadar boşuna. Bak bu kadar insan aynı şeyi söyüyor, bizim sana garezimiz mi var da ayırmaya çalışalım..

Demek ki senin mutlu olmanı umursamıyor, sadece kendisini düşünüyor. öyle insandan da hayır gelmez.

Ciddi düşünüyoruz demişsin, ama bu sevgiye bir kanıt değil. evli insanlar bile ayrılıyor.
Senin mutluluğunu önemsemiyor. Böyle biriyle bir ömür mutlu olur musun?

duyuruyu ve cevaplarını okurken ben darlandım. mesaj filan olayı diil ama bu ilişkide sen gerginsin ve kendin olamıyosun gibi geldi bana. sebebi de karşı taraf olabilir. böyle bi şey olsa sırf kafaya bi şeyleri çok taktığım için bile ayrılabilirdim.

sırf mesaj konusuyla değerlendiricek olsam, benim de cevap yazasım gelmiyo bazen. ama ben çok ciddiye almıyo olabiliyorum yani. bak düşündüm ve darlandım şu an. o yüzden o konuda yorum yapamıycam. sdflkjdfs. sorry.

kendimden örnek verirsem: ayrılmak istediğim hatuna böyle yapıyorum. genelde de işe yarıyor.

bu tür duyuruları ve bu duyurulara gelen cevapları görünce ben evlenemem diyorum. mesajlaşmayı sevmem, sosyal medyada(ekşi de dahil) mesajları okumam, okusam da cevap gerekmiyorsa sırf laklak için cevap vermem, telefon görüşmelerin 1 dakikayı geçmez. sonra kız kafasında kurgular, bu adam bana değer vermiyor mu acaba diye. daha sonra gelip burada veya başka bir yerde böyle bir soru sorar, oradakiler de bu kızı gazlar buradakiler gibi. sonra olanlar olur.

neyse tek daha iyi zaten. benim gibi düşünen bir kız da bulurum belki.

whatsapp'da cevap vermemesi değer vermiyor anlamına geliyormuş ha? vay be...

Aynı tür biriyim.

Whatsapp, sms ve bilumum tür mesajlaşmayı pek sevmem.

Zira gerçekçiliği öldürüyor iletişimi katlediyor bence.

onca yıllık tanımışlığıma göre mesajlaşmayı ne seviyor ne sevmiyor arada ama mutlaka arkadaşlarına fln cevap verir yani.
ki whatsapı sevmiyorsa arayabilirdi ikigüne bir, oda yoktu.

ayrılacak diyen arkadaşlara katılıyorum görünürde öyle görünmesi doğal ama ayrılık düşünmüyor biliyorum. benim hatta biraz kafamı dinlememe karşı çıkıyor ayrılmak istemiyor.

Açılın, o erkek arkadaş benim. Duyuruyu rastgele gördüm, ve üzerinden zaman geçtiği için cevabım pek okunmaz ama yazmak istiyorum: Durum inanılmaz çarpıtılmış.

2-3 günde bir böyle bir şey oluyor ama tam anlatıldığı gibi değil. Mesela konuşuyoruz whatsapp'tan, karşılıklı mesajlar yazıyoruz, 10-15 dk devam ediyor. Esas konularımız falan bitiyor, konuşma kapanacak gibi. Sonra kız 1-2 cümle yazıyor, soru falan değil. Muhakkak cevap yazmam gereken önemli bir olay da değil. Ben bakıyorum mesaja, aklıma yapacak bir yorum gelmiyor. Bırakıyorum telefonu kenara, belki birazdan aklıma bişey gelir de yazarım diye. Sonra unutuyorum ya da aklıma bişey gelmiyor, kalıyor öyle. Kız da sonra "son mesajı ben attım, sen gene beni iplemedin" diye trip atıyor. Orada konu bittiyse "tamam iyi geceler" yazıp konuşmayı resmen bitirmemi istiyor ama ben de bunu kaba buluyorum. Hatta bazen normal konuşurken o aniden "iyi geceler" yazıyor ve ben yazmaya devam ediyorum, o da cevap veriyor, devam ediyor. Tuhaf oluyor yani. Telefonu yüzüne kapatmak gibi bir şey oluyor ve ayıp olduğunu düşündüğümden ben yapmıyorum. Ancak önceleri de bu durumdan rahatsız olduğunu söylemişti, konuşma öyle yarıda kalmasın demişti, ben de dikkat etmeye çalıştım ama her zaman olmuyor işte.

Burada siz duyuruyu okuyunca şöyle anlıyorsunuz: Mesela o gün hiç konuşmamışız. Kız aniden bir mesaj attı, bişeyler söyledi/sordu ve cevap bekliyor, ben de 5-6 saat sonra yazıyorum. ÖYLE BİR ŞEY YOK! Anlattığım gibi oluyor: Bitmiş konuşmaya "tamam bye" demediğim için azar işitiyorum.

Ha, anlattığı o dün gece (cuma gecesi) hakkında haklı. Onun için bir şey demeyeceğim. O akşam arkadaşlarla dışarıdaydım ve kafam iyiydi. Mesajı okumuşum ama hakikaten unuttum. Unutmuşum ya, aklımdan çıkmış. Kafam iyi diyorum. Evet, bu bir gerekçe değil, hatalıyım. Ama bunun gibi "cevap beklenen ilk mesaja cevap atmama" durumu 6 ayda bir oluyordur ancak. Diğer 2-3 günde bir olan durum benim anlattığım gibi.

Cevapları da okuduğum için onları da yanıtlayayım: Whatsapp/telefon konuşma sıklığımız ideale yakın. Yani bir erkek olarak üşeniyorum bazen ama ilişkide olması gereken bir şey sonuçta, bence kötü bir dengemiz de yok. Kız hiç de öyle tripli bir insan değil. Klasik kezban tanımına hiç uymuyor ve bu yanını çok seviyorum. Ama bu tarz 1-2 takıntısı var işte, ve olayları olduğundan daha kötüymüş gibi yorumluyor bundan dolayı. Bazen konuşma sırasında "saçma bir şey yapmışsın" filan diyorum ama benim için o kadar kötü bir anlamı yok. Yani kızı suçlamak değil niyetim. Ama alınıyor. Alınmasını da doğal karşılıyorum, yanlış kelimeler seçebiliyorum bazen. Benzer şeylerden çok kavga ettik ve her seferinde niyetimin kötü olmadığına ikna ederek devam ettik. Bazılarında özür diledim, kendimi biraz değiştirmeye çalıştım. Ancak bu son olandan sonra anladım ki ben o kadar önem vermezken onu çok kırıyormuşum. O yüzden dün bana "ayrıldık bitti" dediğinde itiraz edemedim. Gene kendimi savunmak isterdim ama madem sözlerim bir şekilde devamlı olarak batıyor, ben bunu yapamıyorum demektir herhalde.

"Fazla sallamayayim da kendini bir sey sanmasin, o benim pesimde olsun" politikasi olabilir. Evet erkek veritabaninda kayitli boyle bir politika var. Sacma sapan roller..

@long live rock n roll

bir şey şöylediğim ve cevabı gelmesi gereken çook seferde oldu, ki cevap vermedin ya da çook geç verdin. bir tek cuma akşamı değil. Cuma akşamını rahatlıkla şimdi burada örnek verebilirsin, ver tabi çünkü içkili idin. Diğer umursamaığın onca zaman peki. Buna katılmıyorum. Bari işim var sonra yazacam de hiç yazma o bile kabul olabilir. Ama yazmasan da olur çünkü mobydick fazlaca anlayışlı.

Konuşmanın yarım kalması olayı da birkaç cümle söyledikten sonra, o konu hakkında söyleyebileceklerini söylemiş olduğunu düşündüğünden dolayı son cümleme cevap atmaman. Belki benim daha söylemek istediklerim var. Olay bye dememekten çok gerçekten konuşmanın ortada kalması. Ve ben bunun hakkında defalarca konuştum seninle. En son ne yazarsam yazayım çoğu zaman bir kaç diaologtan sonra cevap gelmiyor senden.


dip not: düzenledim seni kırmamak adına kendimi olayı abartmış kızlar gibi göstermişim çünkü. amaçok sayıda argumanım var dediklerime kanıt. Niye hala alttan alayım ki? Aldık da ne oldu.

5- 6 saat nasıl sabrediyorsun? ben olsam bıçakla adamın evini basardım.. umursamıyor işte daha nasıl göstersin ki sana durumu?

ben olsam bıçakla adamın evini basardım :D

büyük bir dert değil elbette, öle birine denk gelirsen sinirlenince aklına gelsin duyurum.

Çok mesaj yazıp herifi bıktırmış olabilirsin.

adam yukarda açıklama yapmış konuşma sıklığımız gayet ideal diye.

her dk yazmadığını, tam aksine bazı günleri hiç konuşmadan geçirdiğinizi veya 15 dk kadar konuştuğunuzu falan söylemişsin. böyle ilişki olmaz. çünkü baya bi soğukluk doğurur bu durum. bikaç kez uyarına rağmen düzeltmiyorsa yarın bigün sana ilgi gösteren biri çıkar karşına, gönlün ona kayar, onun da söz söylemeye hakkı olmaz.

ssd.
hdd ile 15 saniyede aynı model nasıl açılsın?

ama şunu da not düşeyim. benim 8 yıllık bilgisayarım ekran kartını da söktüğüm ve onboard kartla çalıştığı halde windows 7'yi daha kısa sürede açıyor.

ssd daha hızlı mı açılıyor?

Heralde be şakirt, ssd işlemci kadar önemlidir.

anlamıyorum ki hiç bilgisayardan ya. pentium 4te falan kaldım ben

60 saniyeye indirdim. Normal mi sizce? yoksa geri götürecem bilgisayarı

HDD ile bu değerler normaldir. SSD alırsın hız keyfini yaşarsın ilerleyen zamanlarda.

Dalga mi geciyorsunuz lan adamla. Ya da dassak mi diyim her seye ssd diye atlamayin bi. 70 saniye her turlu cok uzun bu bir. Acilmaktan kastin masaustunu gormekese felaket uzun bilgisayarin kullanilabilir hale gelmesi ise normal. Hangisi?

Care ssd. Format attigim vaio 1 dakkada aciliyordu aldim bi samsung 850 pro ssd gozumu acip kapayincaya kadar aciliyor. Bu saatten sonra pc alacaksan ssd sart. Hdd ancak arsiv icin kullanilir.

proletarier aller lander vereinigt euch +1

60-70 saniye hdd için bile uzun bi süre windows 8 fast startup özelliği kapalı mı acaba?

winaero.com

başlangıçta çalışan programlar nedeniyledir. asus'un bir ton gereksiz programı vardır arka planda çalışan. görev yöneticisinden bakabilirsin. bu arada hemen gidip ssdye para verme sırf bu olay için. bende hdd var 5400 rpm. 20 saniyede açılıyor bilgisayar.

Masausunu gormem 60 saniye suruyor arkadaslar. Arka planda calisan tum programlari kapattim. Bilgisayarin sorunu yok ama gayet akici vs. Windows startup ozelligi de acik

arklar sorunu çözdüm. pc'ye başlat menüsünü gösteren program yüklemiştim. Sildim ve 25 saniyede hazır hale geliyor pc. teşekkürler hepinize.

ssd ile hdd arasinda acilislarda fark olur ama 70 saniyede yeni yuklenmis windowsun oldugu pc acilmaz. p4 makinaya windows 8 falan kurman lazim ancak.

hdd ile 30 saniyede acilan pc ssd ile 10-15 saniye arasinda acilir. asil farkli yuklemelerde ve program start uplarda hissedersin.

votka. meyve suyuyla karıştırıp iç işte. bende sevmem birayı.

nasıl bira ? bizim memlekette genelde lagerler var. ale, stout vs denemelisin bence biraz da. diğer bahsettiklerin yüksek alkol oranları ile biraya pek de alternatif değiller bence.

Votka tonik

Birayı ben de sevmem ama muhabbet ortamı vs mecbur. Bol limon sıkıyorum içine.

Tekila ve (kendi yaptığın) limonata kokteyli. Limonata tarifini internette bulabilirsin.

Şarap kokteylleride var BOL diye geçiyor. Özellikle karpuz-beyaz şarap kokteylini ve Şeftali-beyaz şarap kokteylleri favorimdir.
Şarap öyle ucuz, içilmez diye bişi yok. Yurtdışından gelen tüm misafirlerime mesela 20 tllik sevilen beyazdan çok içirmişimdir, hepside çok beğenip, türkiueden alıp kendi ülkelerine götürmüştür. Mesela pamukkale anfora trio 2011 da öyledir f/p olarak mükemmel şaraptır.
Ayrıca %25 vergi alınmasıda cabası.
O yüzden farklı tatları deneyin, keşfedin. Bişey ucuz diye kalitesiz anlamına gelmez. (köpeköldürenler bu tanıma girmez, onlar hariç)
Kendi biranızı vs yapabilirsiniz onlarda çok ayrı bi tat(daha yapmaya başlamadım ama tatmıştım bi festivalde, valla fabrikasyon biralara 10 değil 10 bin basar)

Herneyse kısaca demek istediğim kendinizi sınırlandırmayın, daha keşfedecek çok tat var.

Cin tonik, martini

Limoncello

On liralik saraplari kucumseme ucuz da olsa guzel olan saraplar var. Ben sarap diyorum. Hatta direk cal karasi diyorum.

Mariachiye limon damlatıp iciyorum ben birada daha az aci en azindan

Üzücü ama gerçek.

Sacma

çok orospu çocuğu var.

İfade özgürlüğü şahane şekilde kullanılmış. Allah Allah, ortada kutsal değer de yok. Neden sinirlendiler ki??

çok gerçekçi olmamış. şangırlop diye şişe mi kırılırmış?

Yüzde yüz doğru bir karikatür

Salakça olduğunu düşünüyorum.

mal indikatörü

polisi temize çıkarmış kötü bir karikatür. bu karikatüre bakan kişi polisin tertemiz bir şey olduğunu düşünür lakin biliyoruz ki öyle değiller. zira molotof atmayanı da sokak ortasında döverek öldürebilecek tıynetteler.

@meb kardeşim seni Allah'a havale ediyorum. karikatüre diyecek bir şeyim yok.

akp'li dezonformasyonu. sıkıcı derecede sık görülen bir şey. herhangi bir düşünce ya da his sahibi olmaya değer bir şey değil.

@m e b en azından bundan rahatsız olanlar ellerinde tüfekler ile gidip bu karikatürü yapanı öldürmez, bundan diğer rahatsız olanlar da "hayır onlar öldürmedi. israil'in oyunu, kesin abd'nin parmağı var" demez. sorun yok ondan.

He bacım, mesele bu kadar basit zaten. Bana vurdu, hadi öldür.

@nawar +1

mal indikatörü +1

yanlı. polise yapılan hareket sonrası polisin müdahalesi orantısızlık dışında haklı, o da can. sevmesem de genel olarak.

sosyalist tanımından bence bihaber. cahilin lafını da bazen umursamayacaksın.

ya da gidip evini basıp hepsini öldürelim, kafalarını keselim. farkımız kalmasın. insanlıktan çıkıp gideriz, birbirimizi kırar, doğaya kendini toplama şansı veririz.

@Doxanikee + @nawar : ama hep bundan dem vurulmuyor muydu bu sosyal mecralarda? İfade özgürlüğü bir tek islam aleyhine olunca mı güzel? Bakın burada kutsal bile olmayan bir konuya dair çizilen karikatür bile buradakileri deli etti. Oysa hep dediğim gibi, sınırsız özgürlük isteyenler nedense iş kendilerine dokundu mu ilk onlar alev alıyor.


Ayrıca ben islam adına kafa kessinler demiyorum.

@m e b ben olay çıkarmadım. ifade özgürlüğüne aykırı olacak bir şey demedim. yani dediğin tutmuyor bende. tabii baştan aşağı dezenformasyon olması hoşa gitmeme ve/veya kızma sebebi olabilir. yoksa kimse "nasıl böyle bir şey yaparlar!!" deyip olay çıkarmıyor.

anlayamadığınız olay şu; ifade özgürlüğü "senin yaptıklarından/söylediklerinden rahatsız olmayacağım" demek değil. hiçbir zaman da olmadı. ifade özgürlüğü seni, senin düşüncelerinden dolayı yargılamayacağım, sansürlemeyeceğim veya yaptırım uygulamayacağım demek.

@meb
öncelikle şunu anlaman lazım(aslında biliyorsun ama çarpıtmak işine geliyor); benim bir şeye kızmamla onun yayınlanmasını engellemeye kalkmam farklı şeyler. ifade özgürlüğünü savunmam hiçbir şeye kızmayacağım anlamına gelmiyor.

olgunluk şunu gerektirir, kızdığım veya öfkelendiğim şeylerin dahi yayılmasına mani olmam, bunu yapanlara saldırıda bulunmam. yaygın örnek çarli olayında Müslümanlar kızgınlıklarını geniş çapta protesto eylemleri ile ortaya koysa, kendi çaplarında boykot gibi yollara girişse, hukuki yolları denese kimse bundan rahatsız olmazdı.

bir iki laf da karikatüre etmek istedi canım.

bu karikatürü beğenen insanlar, en temel haklardan biri olan gösteri ve yürüyüş hakkını yok sayıyorlar. mesele insanların bir yere zarar vermesi falan değil, insanlar son derece sakince gösteri yapsalar bile toplumun bir kesimi bundan rahatsızlık duyacak. niye duyduklarını bile bilmeden itiraz edecekler.

"biz bile sesimizi çıkarmıyoruz, sana ne oluyor" kilit cümle bu. bu ülkede herkese güce karşı sessiz olup pısması öğütlendi. birisinin aykırı ses çıkarması diğerlerini kızdırıyor. Molotof falan hikaye kısmı. bu ülkede insanların ezici çoğunluğu "eylem yapan kız oruspudur, yolludur. eylem yapan erkek teröristtir" savıyla geziyor. öldürülmeleri yine toplumun ezici çoğunluğu tarafından meşru görülüyor.

neden? "biz sesimizi çıkarmaya cesaret edemedik, onlar hangi cüretle bizi beceren devlet gücüne ses çıkarabilir!!!"

ya şu ifade özgürlüğü olayında nasıl bir kavram karmaşası yaşıyoruz arkadaş. evet bu karikatür de ifade özgürlüğü kapsamında ele alınır, bu yüzden de cezalandırılmamalıdır. ancak isteyen de kendi ifade özgürlüğünü kullanıp karikatürü eleştirebilir. "hani ifade özgürlüğü vardı" diyerek de aslında bir başka ifade özgürlüğüne karşı geliniyor, baya komik. adam çizmiş, bence boktan. bu kafa, lobna'yı otururken kafadan vuran polise de börek çörek uzatmamızı bekleyenle aynı kafa hani. bu yüzden eleştirilmesi doğal ama kalkıp da kimse bunu çizeni cezalandıramaz.

Insanlar bir seyler dusunur, karikatur cizerler. Bunu dusunuyorum sadece.

Saldırgan buldum.

Bahsedilen kişi Berkin Elvan bi de. Artık dünyada bile olmayan bir "çocuğu" buna meze yapmak bile tek başına kansızlık bence. İlla bişey ima edeceksen başka bir figür koy oraya amk. Çocuğun kaşlarıyla, ten rengiyle ve bunların sonradan düzeltilmesiyle dalga geçmek de dahil olmak üzere; yaratılan yalana zaten hiç değinmiyorum bile; baştan sona ucuz, beyinsizce ve kötülük barındıran bir çizim.

@Nawar: ben de o zaman sizin üslubunuzla yanıt vereyim: ben de ifade özgürlüğü adı altında hakaret edenlerin kafası kesilsin demedim. Ama siz kalkmış "en azından kafa kesme olmadı" diyorsunuz bana.

@Doxanikee: e, berkin elvan'i seven biri kalkıp bu karikatürü çizeni kesse, bundan tüm "berkin elvan sevenler" mi sorumlu tutulacak ve hep bu kötü örnek hakkında mı tartışılacak?
Neden yanlış bir hareket yüzünden tüm kesimi suçlayalım? İfade özgürlüğü ne zaman ifade özgürlüğü olmaktan çıkar? Ben bu ikiyüzlülüğü dile getirmek istedim. Yoksa ifade özgürlüğü ile hakareti vs. ayırt edebiliyorum.

@meb: hangi ikiyüzlülük?

bir tarafta karikatüristler tutuklanıyor, gazeteden atılıyor ya da haklarında ardışık davalar açılıyor.

bunu çizene kim ne yapmış peki? özgürlüğün çift taraflı talebi mi bozuyor sizi? başkaları çizemezken üstelik de doğru olmayan bir sunum mu özgürlük?

ayrıca elvan'ı destekleyen karikatürler yapılsaydı bu tam oalrak suç olmazdı çünkü 14 yaşında bakkala ekmek almaya giden bir çocuk öldürüldü. bunun nesini tartışacaksınız ki? bunları eleştirmek ne zaman suç oldu ki sizin tabirinizle de hoşgörü kelimesi anlamca karşılığını bulsun?

bir çocuk öldürüldü denmesi mi hoşgördüğünüz? sağolun?!

eşit değil karşılaştırdığınız durumlar, daha onu teslim etmiyorsunuz ya neyse.

@m e b ortada herhangi bir sansürleme çabası yok, mahkemeye verip hapse attırmaya çalışmak yok, gidip kimse kimseyi öldürmüyor e o zaman bunun nesi iki yüzlülük? hala göremedik söz edilen iki yüzlülüğü.

fark şu madem charlie örneğinden gideceğiz, o karikatür ve benzerleri sonrasında binlerce müslüman sokaklara dökülüp dinimizle dalga geçenlere ölüm diye sloganlar atıp, pankartlar açıyor, bu duyuruda "akıllanmamışlar/dersini almamışlar" diyenler oldu bu ölümlü olaylar sonrasında. onun dışında sansürlenmeye çalıştı cumhuriyet yayınlamayı düşününce. bak öldürmelerden, tehditlerden söz etmedim bile. işte bu direkt olarak ifade özgürlüğüne tecavüz. zaten laf edilen de bu. yoksa rahatsız olan müslümana "rahatsız olma" diyen yok. şurada bunun benzerini yapan kimse yok. yani tekrar etmek gerekirse bir iki yüzlülük yok.

@Godosu beklerken: yahu zaten benim demek istediğim şey şu: bu özgürlüğün sınırını kim neye göre belirliyor? Size göre Berkin Elvan'in üzerinden eleştirel karikatür yapmak bile tartışmaya kapalı ise, diğer karikatüristlerin eleştiri çekmesini neden eleştiriyorsunuz o halde?

Ayrıca karikatürü kim yaptı bilemem, destekleyeceğim bir durum bile yok ortada. Ben sadece, ortada bulunan bu ikiyüzlülüğü anlayamıyorum ; "benim idelojime ters bir ideoloji için ifade özgürlüğü altında yapılan hakaretler şahane ama benim ideolojime yapılan hakaretler tartışmaya kapalı şekilde hazmedilemezdir."

meb ciddi mi yazıyorsun bunları yahu? baya tekrar tekrar aynı şeyler yazlmış yani, anlamadım ki. biri mi vuruldu, birileri mi yakıldı? cezalandırıldı mı bu kişi? bunun üzerine mi bunları konuşuyoruz? tabii ki insanlar hoşlarına gitmeyen bir şeyi eleştirecek, hatta tartışmaya da kapalı olabilir, doğal değil mi bu? milleti yakmak, taramak ya da içeriye atmak yerine kaleme kalemle ya da sözle cevap verirsin ya da hiç cevap vermezsin, tartışmayı kapatabilirsin de, eee? ortada bir ceza yoksa ifade özgürlüğüne ihlal de yoktur. herkes her şeyi eleştirebilir. işin doğası bu.

@m e b: bakın birisi öldürüldü. bundan sen maviyi sevebilirsin ben de turuncuyu sevebilirim, demekle eşdeğermiş gibi bir keyfiyetle bahsediyorsunuz.

eleştiri yapacaksanız ilk önce gerçekleri çarpıtmamanız gerekmekte. karikatürde molotov atanın molotov attığı için öldürüldüğü ve herkesin onu çok barışçılmış gibi andığı iması verilirken gerçek hayatta ölenlerin mobese kayıtları siliniyor, onları öldürenler kasklarından numaraları kaldırıyorsa, sizin karikatürünüzün yaptığı ifade özgürlüğü değil dezenformasyon oluyor ve ben bunu eleştiririm. ben bu karikatür ortadan kaldırılsın demedim bakın, eleştiririm dedim.

bu böyleyken karikatürler ortadan karikatürüstlere yaşam dar edilerek kaldırılıyor. burada yoruma bağlı olmayan bir eşitsizlik var. sizin benim keyfiyetim değil, çizilince başa bela açan karikatürler var. davalık olmuş, işi gücü yanında yıllardır bir de bununla uğraşan insanlar var.

bu karikatüristi bahsettiğiniz keyfiyetle kim yorumlayıp dava açmış ki, somut şeylerden bahsetmeniz gerekmiyor mu?

ikinci olarak da öldürülen çocukların molotof atmadıklarını söyleyen insanlar attıklarını söyleyenlerden katbekat fazla. e kamera kayıtları silinmiş? dövüle dövüle öldürülen insanlar bunlar. kimisi kurşun yemiş. polislerden bazıları anonim bir şekilde insanların gözlerine nişan alındığını, kapsüllerin 45 derece açıyla atılması gerekirken nişan alınarak atıldıklarını söylemiş.

bu durumda oluşan toplum vicdanının haklılığına kim karar verecek diye soruyorsanız, valla insan hakları üzerinde az-çok zımnen bazen de metnedilerek anlaşılmış şeyler.

ben bir yandan insan haklarına aykırı olduğu yönünde çok daha fazla somut delil varken bunun cezayı göze almadan yazılıp çizilememesini, diğer yandan da sözlerinden başka "delil"leri olmayan insanların olduğunu iddia ettiği şeyleri aynen öyleymiş gibi sunmakta ceza beklentisi olamayacağı için özgür olan adamın özgürlüğünü tartışıyorum.

birisi ölen çocuklar hakkında bahsettiğiniz türden bir karikatürü kazasız belasız çizebildiğinde (insanlara twitterdan oradan buradan ölüm ve dava tehditleri yağmadığında mesela) o zaman belki de sizin bu karikatürü nasıl eleştirebileceğinizi örneğiyle görür de fikir edinirim, ancak dikkat ederseniz bu daha olabilmiş değil. ben somut şeyler üzerinden gitmeye çalışıyorum ve derdimi en iyi bir önceki paragraf anlatıyor. o yüzden ideolojiden falan bahsetmeniz konuyu çarpıtmak oluyor. ayrıca o konu zaten tamamen şuraya konan karikatürün aleyhine işler ve yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü böyle olur.

Mal turnusolu olmuş. Engin Ardıç gibi, Salih Memecan gibi kalitesiz, seviyesiz, ve daha yazamayacağım bilimum sövgü.

Kimi saçma demi, kimisi de doğru. Ama olay bu kadar basit değil. Bu karikatürde ki olay bazı zamanlarda doğru olabiliyor, her zaman değil ama.

Polise molotof atan birr orusbu cocuğununa polis fiske vursa, sanki mazlummuş gibi ajitasyon yapabiliyor, halk desteği alabiliyor.

Tam aksi olarak, bazende gerçekten hakkını düzgünce arayan iyi bir insan, polis terorüne kurban gidebiliyor.

Sezarın hakkı, sezara.

www.youtube.com

en azından gezi'de böyle olmadığını bildikleri halde, gerçek olduğunu iddia edenler hakikaten kuşbeyinlidir.

@Yavuzsyildiz o söylediğinin sebebi özellikle 20. yy son çeyreğinde doğup batı şehirlerinde yaşayanların en çok şahit oldukları terörün polis kaynaklı olması. PKK, el kaide ve dhkp-c terörü gördü istanbullu ama o ölümlerin de vak'ların da toplamı sayı olarak polis kaynaklı vak'aları yarısından az.

En azından parkta oturan gencin göğsüne tekme atarak öldüren ya da yürüyüşte yere düşen kadını tekmeleyerek bebeğini düşürten terör örgütü vak'ası duymadık henüz. Mesela bankada kendisine kimlik sorulduğunda polis kimliğini gösterip kabul edilmeyince de "bu kimlik senin karını yatağından aldırır" diyen terörist de görmedim mesela ben henüz. Örnekler say say bitmez. Bak 1 mayıs'lar ya da Gezi olaylarına hiç girmiyorum bile.

Biri sosisini mi almış, sosissiz mi kalmış oğlan, ondan mı kızmış o kadar?
Polisin niye kılı yok, tüysüz müymüş polis?
Resmi tutanların kolları da çok kıllı.

Karikatürü çizen kişi "kör ölür badem gözlü olur" hakkında bir karikatür kurgulamaya çalışmış.
Sosyal isteği olan birini öldürmek eylemini gözden kaçırma, sümen altı etme kaygıları çok açıkta kalmış. Ya da kendi de göremiyor.

Ya da bunların hiç biri değil, suyu bulandırıyor.

Sevmedim ben.

torrentten dosya indirebilen nas cihazlar var. ya da üzerinde torrent istemcisi olup usb diske kayıt yapan routerlar var.
bunlar da alternatif olsun.

olur ama laptop kötü fikir bence. masaüstü bilgisayarın çok uzun süre kapatılmadan çalışabilir. laptoplar o amaçla tasarlanmıyor ve uzun vadede donanım sorunlarıyla uğraşabilirsin.

Benim tavsiyem bilgisayarını sssiz çalışabilecek ve az enerji tüketecek şekilde modifiye etmen olur. Ben kendi bilgisayarım zaten devamlı açık olduğu için gerektiği kjadar kaynağın ayrıldığı bir sanal makina kullanıyorum vmware ile.

Senin asıl kaygın enerji tüketimi ve ses olduğuna göre buna özel bir donanım kullanabilirsin. onboard ekran kartı, düşük frekanslı işlemci, pek az ram, sade bir linux dağıtımı vs vs.

monitör için bir splitter alırsın, her iki bilgisayarın aynı monitörü kullanır veya hiç monitör takmazsın, remote yaparsın her şeyi.

bunu yapabilen nas cihazları kısa vadede pahalı olabilir ama uzun vadede hard disk olayını falan da düşünürsek mantıklı.

benim takıldığım nokta ise "linux için torrent nasıl olur" cümlesi. çok baba olur, bi farkı yok windows'takinden. 2015 yılındayız yapmayın artık ^_^

hocam yapacağın şey basit, alacaksın bir raspberry pi, bitti. minimum güç sarfiyatı, 7/24 açık dursun. kafan rahat. linux için düşüncen olmasın, windows'u havada karada hoplatabilecek kudrete sahiptir. torrent falan hikaye linux için. çocuk oyuncağı.

bunu yapan nas cihazların fiyatları 1 milyardan başlıyor ve vatan vs. gibi yerlerde bulmak zor ya da imkansız.

anca türkiyeye direk ithalat yapan şirketlerin sitesinde satılıyor lakin fiyatlar deli pahalı

i7 3.4GHz biraz çok GB RAM'li bi pc alırsan daha hızlı indirirsin.

eskiden PC hızının internet hızı ile hiç alakası yok derdik
ama o zamanlar siteler hep statikti,
web programları kullanılmaya başlanınca PC hızı da önemli olmaya başladı
ve tecrübeyle sabittir, bunu denedim, hakkaten devir değişmiş.

soruna cevap değil ancak sadece merak ettiğim için soruyorum yanıtlarsan sevinirim.

ne veya neler indireceksin? ayrıca hafıza olarak limitin nedir? nerede saklayacaksın bulut falan mı kiraladın? bende senin gibi düşündüm ardından saklama mevzu yüzünden vazgeçtiydim.

bunu yapan modemler bile var 170 liraya. ucuna usb bellek/ hddni takıyorsun. sonra cep telefonundan veya pcnden torrenti ekliyorsun

Modem yada raspery pi diorum , pi ile baska seylerde yaparsin arada istersen eger ama yok sadece download edecem diyorsan torrent li modem zaten surekli calisior alet

tunceliye gitmezler o zaman bi' şey olmaz, herkes raad

ya bosversene. termoyu makeli verene kadar saclarima aklar dustu. yemisim ogrenciligini. turizm otelcilik okuduysan eyvallah da, bana bunlarla gelmeyin lutfen.

edit: mezunum.

niye öle diyon para çok güzel bişi be mesut. öğrenciyken ezik büzüksün babanın eline bakıyosun. part time çalışsan bile olmuyo. ben de 5 senelik mezunum, okulu da uzatmıştım. şimdiki aklım olsa uzatmazdım o kadar biran önce adam gibi para kazanmaya bakardım.

ilk tikim soruda tunel yerine yanlislikla "tuncel"in ucu yazdigimi aninda farkeden arkadasa gelsin assfg..

Termoyu da vereyim, projeyi de teslim edeyim gencler, ayipsiniz be ya..

master falan yapsana. aöf'de bir bölüm oku ya da. ben sanırın hayatım boyunca okumaya hep devam edicem

bi bitmediniz amk

okuduğun bölüme göre değişir bence. bazı hocaların adını duyunca bile tüylerim diken diken oluyor.(bkz: yahya karslıgil) hiç öyle özlenecek bir olayı yok, özellikle üniversite döneminin. lise olsa bi' nebze olabilir ama onda da bölüm sonu canavarı öss var.

yok yok öğrenciliğin bitmesi gayet güzel bir şey.

Bende sahip oldugunuz pek cok avantajdan ve ogrenebilme hizinizdan dolayi baya kiskaniorum acikcasi. Bu sahip oldugunuz avantajlar erisebileceginiz bilgi bu bilgiyi paylasabilecek ve gelistirebilecek olmaniz, pek cogunuz bunun farkinda yada umurunuzda degil tabii.

Ne makaleler calar yayinlardim ben bea. Komple indirirdim her seyi public yapmaya calisirdim.

eğer öğrenciliğinde ortamın,gezip tozdugun yakın arkadasların veya manitan falan olduysa (ki olmustur sonucta yüzde 90'ın böyle) öğrencilik hayatın son tatili evet. ama yalnızsan pek bir tadı yok. bitmiş veya bitmemiş pek bir şey fark etmez.

O yüzden üniversiteler, okulu 10 yıl uzatan öğrencilerle dolu. İStediğin zaman gitmiyorsun, asıyorsun. rapor alıp sınava girmiyorsun filan. Bir şirkette maaşlı olarak çalıştığın İş hayatıysa......

2 yıl oldu mezun olalı 1 senedir calisiyorum. Ögrencilik zamanimi hic aramiyorum. Amelelikten baska bir sy degil ogrencilik.

(sacmalama istersen)

gel yer degistirelim..

anksiyete bozukluğu
paxera 20 mg ile başladım. sonra paxil 20 mg ile devam ettim.

aşırı kaygı sorunum var. şuan olan bir olayın 30 sene sonraki sonuçlarını düşünüp çıldıracak duruma geliyorum.

öss'ye hazırlandığım dönemde anksiyete bozukluğu başlamıştı bende, prozac vermişti doktor. hayatım daha da rezil bir hâl almaya başlayınca(sürekli kafa bi' milyon dolaşıp, saat akşam 8'de yatağa girmeye, okulda uyuklamaya başlayınca) doktora gidip bırakıyorum ben bu ilacı, kişi kendinin doktorudur deyip bırakmıştım. öss'den sonra da düzelmiştim.

dediğin iki hastalık içinde ilaç kullanıyorum yaklaşık 7-8 yıldır. anksiyete için kullandığım ilaçların sayısını bile unuttum. neyse ki onu biraz atlattım çok şükür.

okb ise pek atlatılacak gibi bişey değil. onun için bana en iyi gelen ilaç paxil oldu diyebilirim. kafamın içinde dönüp duran düşünce girdaplarını bir nebze azaltıyor yada azaltmasa da onlara pek odaklanmamamı sağlıyor.

veririm ben

Veririm ben de

hayır vermiyorum verenede karşıyım.

Veriyorum, verilmeli.

asla, 5 kuruş para üstünü dahi isterim. yoksa bir sonraki siparişte 5 kuruş eksik veririm.

geç gelmediyse, bariz bir sorun yoksa evet. Genel olarak %10, çok kalabalık ortama söylendiyse, %10u fazla tutuyorsa (atıyorum 300 liralık sipariş) maksimum 10 lira.

vermiyorum, verene de uyuz oluyorum. duygularımı surada da belirtmistim: www.eksiduyuru.com

Tam para vermiyorsam veriyorum genelde. Yani 21.00 tutmuşsa, 25 verip üstünü saklatmıyorum da; 23 tuttuysa "Üstü kalsın" diyorum. Minik bahşişler veriyorum. İşyerine sık yemek söylüyoruz. Birinden alamazsa diğerinden alıyor.

yüzde 10 gibi bir şeyi illaki veririm.

vermiyorum vermem de. dünyanın en saçma olayı.

vermiyor(d)um. çoğu şirket kurye parasını da ekliyor, ayrıca zaten ücreti var bahşiş mantığı nedir anlamıyorum. varlıklı bir insan olsam emeğine saygı duyduğuma veririm. kuryelikte ayrıca ödüllendirilmesi gereken bir emek göremiyorum. garson ve komiler 11 12 saat ayakta çalışıyorlar mesela. onlara tip bırakmak isterdim durumum müsait olsa.

Bazen.

her seferinde 10 lira veriyorum

bahsise karsiyim.

hiç vermedim. öğrenciyim :)))

bazen veriyorum ama para üstünü verecekmiş gibi yapıp "cüzdan çıkmıyor abi ya cebimden :(" tribine giriyorlarsa bizzat bekliyorum para üstünü vermesini.

Siparişin 10%'u , hiç şaşmaz.

Ben vermem de eşim illa verdiriyor.

Hayır

örnek olarak şu şekilde vermiş oluyorum:

22 lira tuttuysa 25 verip üstünü almıyorum mesela. yani siparişi hep 5 veya 0 la bitecek şekilde yuvarlıyorum, takıntı gibi bir şey. 21 olsa da 25'e yuvarlıyorum, 24 olsa da.

bozuk paradan nefret ediyorum belki ondandır.

masaüstü kuracaksan zaten hangi distro olduğunun pek de bir önemi yok zira komut satırıyla uğraşmayacaksın pek.

Raspbian direk gui ile geliyor, startx yazarak komut satırına başlatabiliyorsun. Baya akıcı, ben en azından onu kullanıyordum

Komut satırında da takılabilirim aslında, ama arada bir de grafik arabirime girebilirim. LXDE kurdum da biraz takılma var gibi, mouse hareketlerini falan geç algılıyor. Başka bir tanesini deneyebilirim.

Imei den bulamadılar dimi.

Bence ulaşılır sonuçta pc de şifreler var. Disk ı de kirarlar

Olmasa bile direkt sıfırlama ve piyasaya hazır hale gelir

imei'nin ne olduğunu tam anlamıyorum da seri numarası, fatura filan polise verildi. çok umutlu diilim. yani benim olmayan bi microsoft hesabıyla oturum açıp bilgisayarın içindekilere ulaşmışlar mıdır? benim hesabımın şifresini kırabiliceklerini sanmıyorum.

bi de buu chrome kullanıyorum, başka bilgisayardan, yani eski bilgisayarım da dahil, benim oturumlarımın açılmamasını yapmamı sağlıycak bi ayar var mıdır acaba?

hocam dosyalara illaki windows üzerinden ulaşılmasa da olur. bir tane linux livecd ile(ubuntu olabilir) bütün hdd'ye ulaşabilir herkes.

üyelikli web siteleri için senin ne tür sitelere takıldığını da bilmek gerekiyor neticede.

linux filan bulup uğraşıcak kadar akıllı olduklarını sanmıyorum. resetleyip satarlar yani. yeniydi zaten. napsınlar içindekileri? düz windows kullanıcısı olarak bi açıp bakarlar en fazla. o şekilde d'ye girilebiliyo mu bilmiyorum, hiç kendi hesabım dışında bi hesapla kullanmadığım için :/ içime kurt düşürmesenize, fotoğraflar filan var. :p

C sürücünüzde ne olduğunu öğrenmek isteyen Robocopy yöntemiyle içeriğini D sürücüsüne kopyalar, "msglsn sanirm bn yatiyrm" rumuzlu yazarımızın bahsettiği yöntemle D sürücüsüne erişir, yine tüm dosyalarınıza erişebilir. Ayrıca tarayıcı profillerinizi kopyalayıp başka bir sistemdeki tarayıcıya eşitleyerek otomatik üye girişi yaptığınız tüm sitelere girebilir.

Hadi bunları geçtim, sadece bilgisayarınızın giriş şifresini devre dışı bırakmak dahi Windows yüklü bir USB ve doğru komutlarla yalnızca 15 dakika sürer.

Geçmiş olsun diyelim. Ancak bundan sonra iki adımlı doğrulama yöntemini destekleyen tüm sitelerde hesabınızı çift katmanlı bu yöntemi kullanarak koruma altına alın. Hırsızın niyeti cihazı bir an önce elden çıkarıp nakde çevirmek olacaktır elbette, ancak meraklı gözlerin varlığını da gözardı etmemelisiniz.

ne olursa olsun anneme söylerdim

ailemin bilmesi lazım. onların bir rahatsızlığı olsa ben de bilmek isterim. bu süreçte en çok ailemin yanımda olması benim için önemli.
bu arada bu kişi sensen geçmiş olsun.

söylemek mantıklı olandır. ufak bir ameliyat da değil.

Söyle.

Kesinlikle aileme söylerim. Ne olur ne olmaz.

aynen basit bi prosedür olacaksa ameliyattan çıkana kadar söylemezdim.

ailen mutlaka üzülür ama söylemezsen daha çok üzülür. ameliyat adı ürkütücü olsa da güzel, iyi düşün. umarım herşey yolunda gider ve çok daha sağlıklı olursun.

aynısı bana da oldu :) ciddiyim. oldukça önemli bir hastalığım vardı. kontrol altına alınana kadar aileme söylemedim. bu süre yaklaşık 2 yıl. 2 kere ameliyat oldum. ameliyat dönemlerinde aileme iş nedeniyle yurtdışına gittiğimi söyledim (ailemden ayrı yaşıyorum). sonra sırasıyla enişteme, ablama, babama ve anneme söyledim. annem ve babam çok kızdı. ama söylemediğim için hiç pişman olmadım. ablam ise küstü. en çok o koydu zaten. ama senin dediğin gibi ablam çok evhamlıdır. söyleseydim ben iyileşene kadar o hasta olurdu. sonunda barıştı zaten. ama arada sırada lafını sokar, tribini atar.

ben iki hafta önce mekik antrenmanını yaptım onun. öne doğru eğilip V şeklinde dolaştım üç gün. karnım ağrımadı, acıdı resmen.

daha ilk haftasında plyometrics'i yaparken böğür böğür kusmuştum ben.

antrenmansız kişiler için ağır bir çalışma programı.

Önce P90 yapıp bünyeyi alıştır sonra P90X'e geç yoksa X'i zaten yapamazsın, yapabilsen de dermanın kalmaz.

Dayan 1-2 defadan sonra hepsini yapamasan da daha rahatlayacaksın. Sınırlarını zorlayarak devam et. Sonuç iyi olacak. Öyle zorlanman çok normal.

antrenmanın sonunda bir mide bulantısı başladı ki bende sormayın. bugün de her tarafım ağrıyor. ama ağrıması beni daha da motive etti nedense. şimdi plyometric zamanı. şu ilk haftayı atlatsam daha normale dönerim de, bu hafta zorlanacam gibi.

bir de hep aynı saatlerde yapmam daha mı iyi olur? sabah mı yapsam akşam mı yapsam kararsızım. sanki sabah yapsam gün içinde daha dinç olurum gibi geliyor ama sabah da toparlanana kadar öğlen oluyor.

6 saat altında uyku belki artık yetmiyordur 9da kalkmanız gereken sabah öncesinde kaçta yatmış oluyorsunuz? bir ihtimal de tiroidlerde sıkıntı olabilir. veya saf bıkkınlık veya boşvermişliktir

biraz düzene sok hayatını. spor yap mesela, sonra erken yat. p90x e falan bakabilirisn.

2'de yattım, 11 saat uyumuşum ya. böyle bir şey olabilir mi, günün yarısı uykuda geçiyor.

son dönemde hiç kan testi yaptırmadım ama 2010'da yaptırdığım bir testi buldum. tiroid hormonlarına da bakılmış ve hepsi referans aralığında. free t3, free t4, anti tpo, tsh. yeni başlayan bir durum değil zaten bendeki, hep vardı. uykudan yorgun uyanma durumu. yorgun olduğum için de yatak beni geri çekiyor. bilmiyorum nabacam

uyku kalitesini yetersiz su tüketimi, sigara, havasız odada uyumak vs de etkileyebiliyor. bir de mutlak karanlıkta uyumak bazı hormonların uykuda daha fazla salgılanmasını sağlıyormuş bu da uykuyu daha kaliteli yapıyor.
fazla şeker ve karbonhidrat tüketiminin de bünyeyi daha fazla yorduğu söyleniyor.

aynı anlattığın şeyleri yaşıyordum. bir dönem kardiyo yaptım. baya faydasını gördüm diyebilirim. benim de hep troid filan dediler ama normal çıkıyor. kendimi bildim bileli böyleyim. en son artık 12 saat uyumadan bu işin olmadığını kavradım. herkesin metabolizması farklı. kimi 2 saat uyur dinç kalkar kimi 12 uyku ister. hayatının sonuna kadar sonuçta spor yapamazsın. ama bence şekerine bir baktır. çünkü gece uyurken şeker aşırı düşünce insanlarda böyle durumlar olabiliyor. kalkınca yemek yemeden çok sinirli olma. yada bir türlü açılamama var mı sende?

Sabah uyanınca acilamama durumu 10-15 dakika sürüyor. Sonra normalin. Şekerim falan her sey normal düzeyde. B12 falan da.

Sigara falan da icmiyorum zaten. Spor deneyelim biraz da o zaman :\

sigara filan içmiyorsan direk spora başla. ama hemen sonuç bekleme. yani spor yaptım diye sabah erken kalkamazsın hemen. en az 2 hafta düzenli yap. sonra farkedersin.

Pornoyu azalt derim ben bjde

hacı o az zaten :D

ekonomiyi bilmiyorum ama beni olumlu etkiliyor :D artık olaylara global çapta bakmıyorum.

en iyisi aslında ya. aydınlattın beni fayfim koyayım ekonomiye, bana ne :D

Dolar arttığında dolar endeksli ithal malların fiyatıda artar. Alım gücü azalır. İhracatta da mal dışarı daha ucuza gider.

1. dolar yukseldi diye ekonomik kriz cikmaz. kur bir sonuctur sebep degil. kriz cikti diye dolar yukselir.

2. cari acik azalir, artmaz. cunku pahali fiyattan daha az ithalat yapariz.

3. kur kalici olarak yuksek kalirsa enflasyona negatif etki yapar. ancak yavaslayan ekonomide talep azalacagi icin enflasyon patlamaz. dalgali gider. yavaslama hizina gore dusebilir bile.

4. ekonomik yavaslamanin en kotu sonucu issizlik artisidir.

5. yolun sonu gozukmuyor. 2006-8 yillarinda piyasalarda yasananlara kiyasla bugunlerde olanlar kindergarten oyunu gibi sadece. o donemde batmadiysak, su anda da batmayiz.

birbirimizi mi ...kelim yoksa seni mi diye bi cevap ver evi de tutma (buradaki fiil onların zihinlerinde canlandırdıkları imaja uygun olduğu için söylenmiştir, hanımlarımız alınmasın)

+ kontrat bir sözleşme, adama söz vermiş oluyon yani, dolayısı ile tutman beklenir, aksi halde yaptırımı da belirtilmiş.

Kesinlikle o evi tutmazdim. Kimi getirip getirmeyeceğim ev sahibini ilgilendirmez.

yani şimdi özgrülük falan filan iyi hoş tabi ama ev de adamın. istediği kuralı koyma özgürlüğü var. tutmazsın olur biter.

ev sahibinin kendisi bölünerek çoğaldıysa böyle bir sözleşme maddesi olabilir elbette.

Zaaaaaa. Zaaaaahahagagafaadf

Bence olur abi, ev adamın. Yani kanunen olmasa bile o kafadaki ev sahibiyle anlaşamayacaksan hiç girme o daireye. Muhtemelen komşular da o kafadadır.

Bizimkiler de çok hassastır, fatihteyim tek yaşıyorum bağyanım. Bi keresinde evde tamir işi vardı, babam anlar diye eniştemi çağırdıydı. Eniştem kapımdan içeri girerken yan komşu bi hışımla açtı kapıyı shahshjfjhdsas görmen lazım. Babam seslendi eniştesi merak etmeyin diye. Eve hiç erkek çağırmadığım için sorun yaşamıyorum ama evime kim girdi çıktı her ay komşum ev sahibime rapor veriyor :) bişi için aradığında diyo bana ev sahibi annen gelmiş geçen falan diye :D

Yani uyumlu değilsen hiç girme diyecektim yeniden. Çok konuştum pardon

oha. tutma o evi. daha sözleşmede buna karışan ilerde her şeye karışmaya çalışır. birbirimizi mi mikelim diyebilirsin ama.

olmaz uygulanabilirliği bence. temel haklardan birinin içine sokarsın bu durumu. evine kim girecek kim çıkacak ona ne etrafa rahatsızlık vermediğin sürece.

ama canın sıkılır bence tutma.

sözleşmeye istediğin şeyi yazmakta özgürsün ama hukuk o maddeleri tanımaz. mesela bir kağıda "divit beni tutsak edebilir izin veriyorum" yaz karşılıklı imzalayalım sorun olmaz. mahkemeye gittiğimizde babayı alırız.

Divit duyuruları kişisel fantezilerine alet etme lütfen asfsdad

@emirkulu2 ahaha duyuru sahibi erkek ama :D

Ben de onu diyorum divit, çoluk çocuk okuyor buraları

bence de tutulmasın o ev.

Ev sahibi kirasını alıyorsa kiracının, özel hayatına karışma gibi bir lüksü yok diye düşünüyorum ben

saçmalık olmasına saçmalık da o kafadaki insanın da kafa yapısını değiştiremezsin bu saatten sonra. imkanın varsa başka eve bak. evi boş kalıp da kira alamadığı, kira gelirinden mahrum kaldığı gibi bir de evin aidatını ödemek zorunda kalacak olan ev sahibinin bu konularda dertlenmesi gerektiğini düşünüyorum açıkçası. kiracı değil misin, parasını verebildiğin bütün evler senin.

Uygulanabilirligi yok. Tc de hukuken sözleşme serbestisi ilkesi geçerli yani , herkes sözleşmelerin içeriğini serbestçe belirleyebilir. Ancak bu içerik vw sözleşmeler emredici hukuk kurallarına genel ahlaka temel insan haklari vs ye aykırı olamaz. Sizin evde kaç kişi ikamet edeceğinize karisabilir ancak eve gire çıkan kişiye karisamaz, sözleşmeye böyle bir madde konulamaz konulsa bile o hukum yok hukmundedir.

yazamaz. oldu ya yazdı bu sebeple evi boşaltmasını talep edemez.

Olabilir ama uygulanabilirliği yok, ben eve çıktığım dönemde arkadaşımla beraber kalıyordum sözleşme iki kişi üzerinden yapılmıştı ama sonra 3 olduk 4 olduk kız da geldi, kaldı, gitti değişen birşey olmadı..

ben bir ev sahibiyim ve kira kontratına ''balkonda kutup ayısı beslemek yasak'' ibaresi koydum du zamanında bir de yakın arkadaşım yeni evliydi ve boşanmama maddesi eklettiydim.

siz bu ev sahibine he diyin, istediğinizi yapın baktınız ses çıkarıyor 3 ay kirayı takın çıkın ki ders olsn

samsung galaxy s3 mini :(

bugün gördüm 500 tl idi, çok düşmüş çok :(

600'e bulabiliyorsan moto g gerçekten iyi seçim.

s3 mini en kral telefon.

99 lira daha eklersen asus zenfone 5.

asus zenfone 4, bütçeyi az arttırırsan zenfone 5.

s3 mini kesinlikle alma. 1 sene olmadan operatörlerin ucuza verdiği telefonların hızına geçiyor mini serileri.

Rootlu cm12li s3 mini kullanıyorum. Hiçbir sorun yok. Sistemi stabil olduğu için bozulma yapmaz diğer telefonlar gibi. Motorla, htc veya gm nin tonla sistem sorunu var.

xperia l.2 ay once aldım çok memnunum daha once de xperia kullanmıstım.sözlüğe bi bak istersen iyi şeyler yazmıslar genelde.

cosmos'u izledim. hatta Carl Sagan'ın Kozmos kitabını da okudum.

Büyük tasarım ve zamanın kısa tarihini yazdım listeye, teşekkürler :)

hmm hocam uzaydan kastına apollo/nasa programları falan dahilse, tom wolfe'un the right stuff diye mercury programlarını anlatan klasik bir kitabı varmış, ben de yeni edindim. henüz okumadım ama kendisinin yazıları inanılmaz oluyor.

büyük patlamanın günışığı - marc graud www.idefix.com

Hiç Yoktan Bir Evren - Lawrance M. Krauss www.idefix.com

Evrenin Zarafeti - brian greene www.idefix.com

saklı gerçekler - brian greene www.idefix.com

Evrenin Dokusu Uzay, Zaman ve Gerçekliğin Dokusu - brian greene www.idefix.com

evren nasıl oluştu - halil kırbıyık www.idefix.com

çoklu evrenler - john gribbin www.idefix.com

ilk üç dakika - steven weinberg www.idefix.com

göreleliğin anlamı - einstein www.idefix.com

şimdilik aklıma gelenler bunlar. son bir yılda okuduğum ve beğendiklerim. Bir iki tane daha vardı da unuttum.

Kesinlikle Charles Seife'nin alfa ve omega'sı. Metis Bilim serisine dahil. Bu güne kadar okuduğum en yetkin kaynak olmakla birlikte oldukça günceldir. Müthiş bir bilimsel temeli var. Ve oldukça anlaşılır. Zamanın Kısa Tarihi gibi televize bir kitap değildir. O da iyidir ama bu arada okumadan geçme. Carl Sagan gibi uzaya bakıp heyecanlanalım, gözlerimiz dolsun mantığı yerine astronomi ve astrofizik bilimlerini aristo ve keplerden alıp git gide daha da derinleşerek anlatıyor. Ve insanlığın önüne çıkan engelleri ve astronominin/gözlem meselesinin nasıl bir bilimsel birikim olduğunu dehşet verici bir biçimde gösteriyor. Dediğim gibi herhalde türkçe çevirisi olan ve discovery channel belgeseline benzemeyen en iyi kitap bu. Aklıma getirdiğin iyi oldu tekrar açıp karıştırayım. :)

Niye uzuldun?
Pavyonda görmüş gibi?

ahah güldüm gerçekten :)
ya arayışta demek ki diyeceğim de, ben arayışta olmadığım halde tinder'a bakıyor olduğum için onu da diyemiyorum. ama onun amacının beni yakalamak olmadığı kesin. ne bileyim üzüldüm işte.

tinder'da görmezsin diye düşündüğün biri var. onu görme ihtimaliyle tinder'da takılıyorsun. onu görünce şok oluyorsun. iyiymiş. :D

birisi demiştir çok güzel bişi indir diye indirmiştir o da, bişi yok.

neden bi sey diyeceksin ki? birini arıyor bile olsa ne diyebilirsin ki? sevgilinse sıç ağzına ama değilse hesap sormaya ne hakkın var?

burada soruları yalnızca ben sorarım!

damdanakan +1 ahahahaha koptum.

hakkaten sanki tarlabaşında jartiyerle görmüş fibi konuşuyor :D

üzülmenin sebebi sanırım sana yürüyodu, sende boş değildin ama ağırdan alıyodun.
şimdi tinder da karı kız avında görünce üzüldün. bu mu bana yazan çocuk buralarda fink atıyo dedin.

nasıl senaryo? tuttu mu?

hain kostok, tutmadı.

ben tinderda herkese likelayan bir erkeğim. yanlışlıkla sevgilisi olan kız arkadaşımı da likelamışım. bi baktım o da likelamış. konuşup böyle birşey olmamış gibi davranalım dedim. kabul etti. kısacası tinderda böyle şeyler olmuyor değil, salla.

ya bir de salak gibi hiçbir şeyine bakmadan likeladım, olur da o da beni görürse benim onu gördüğümü anlasın diye. acaba kendisiyle ilgili bir şeyler yazmış mı, başka fotoğraf koymuş mu falan, bunlar soruma tam cevap olurdu ama şimdi tekrardan bulmam imkansız heralde, dimi? :(

Alternatif Rafet El Roman sarkisi gibi baslik.

Adimla Seslendi

>>>

Tinder da Gordum

millet bu neymiş deyip kocasıyla bebeğiyle foto atıyor çok az insan amacına uygun kullanıyor. zaten muhabbet ilerleyince kızlar birden msjları kesip siliyor fazla ileriye gitmemek için. meraktan yüklemiştir.

"Seni tinderda görmüşler" de.

ya biri bana desin beğen şeyine bastığım insanları görmenin yolu yok mu bu tinderda? vallahi keriz kim deseler ahan da benim derim. :(

sussan gönül razı değil, konuşsan ne diyecen çünkü sende oradaydın :)

(bkz: ulan hepiniz oradaydınız be)

o dedigini bilmiyorum ama kişisel fikrim gg olmamali. bu arada yedek hesapsiz nasil yazarlik yapiyorsunuz? bence ne olur ne olmaz simdiden bir hesap daha koyun sıraya.

benim bilge adam'ı gayet istanbul türkçe'si ile yerdiğim bir girim gge ile silinmişti. tek gge'm de o zaten.

ben genelde okumayı sevdiğim için 7 senede hepi topu 200 küsür tane entry girdim. hiç aklıma gelmezdi gg olabilecekleri. :)
yedek hesap olayı yasak mı değil mi? bi aralar yasaktı sanki sonradan serbest mi oldu?

serbest artık diğer her şey gibi.

Sözlükteki bir başka yazara derseniz gg olmaz da piyasadan birine derseniz her türlü silinir entry ama uçmazsınız rahat olun.

eskiden olsa sorun olmazdi da artik fazla kurcalamadan siliyorlar heralde ne olur ne olmaz diye.

Aga bu takılır ya. Ama soyle bisey var fiyatı cidden cok uygun. Turkiye de perdeyi zor kestirirsin o fiyatlara. Eger yıl icinde 5 tane yurtdisi alisverisin yoksa saticiyla gorus hediye olarak gondersin. Bir ihtimal

Borderlinx ile göndert, gümrük ödersin ama daha kolay olur. Boyutu büyük, fiyatına bakmadan geçirirler gümrükte.

çantanın tamamı kaç kilo geliyor onu öğrensek? yolcu beraberinde getirilebilir

@azizakin, usa da tanıdıgım kimse yok ki :\

Gümrüğe takılır ama kişisel kullanım için olduğunu söyleyip belli bir vergi ödeyip teslim alabilirsin.

aynı fiyatlı ufak bir ürün alsan gümrüğe takılmaz belki diyebiliriz ama bu ürün kesin takılır. bu büyük hacı. illa ki gümrük memurlarının gözüne çarpar. fiyat sınırını da aşıyor deyip vergiyi yapıştırırlar.

Aldim arkadaslar, gumruguyle vs (kargo haric) kaca gelmis olur?

Gerci artik giren semsiye acilmaz olayi gibi oluyor biraz ama :)

Sahsi kullanim / hobi icin aldim diyecem.

hayırlı olsun.
yalnız yanlış görmüyorsam ürünler ingiltere'den gelecek.

72£ fiyatıyla sanırım limitlerin üstünde kalıyor dolayısıyla gümrüğe takılcaktır.
royal mail ile göndereceklermiş, ağırlığını ve çantanın ölçülerini bilseydik iyi olurdu ama bu haliyle baktığımda kabaca 70£ gibi bir fiyat gördüm, umarım o kadar tutmaz.
www.royalmail.com

teşekkürler arkadaşlar.

ürün dün ingiltereden kargoya verildi (15/12/2014), bugün akşam (16/12/2014) istanbul uluslararası posta işleme merkezine ulaştı.

merak ediyorum bana veya bulunduğum ildeki gümrük'e ptt aracılığıyla kaç günde gelecek :)

takipteyim, maliyetlere göre belki ben de alabilirim.
tabi kaldıysa

bugün öğleye kadar takip kodunda değişiklik olmayınca ptt'yi aradım, takip numarasını verdim.

eğer bir yanlışlık olmaz ise, önümüzdeki hafta sonuna doğru elimde olmuş olurmuş.

işe bak, bir günde yurtdışından gelsin, bir haftada da yurtiçinde gelemesin.

büyük ihtimal bana yarım teslim edilecek.

@azizakin, gördüğüm kadarıyla gümrük ücreti olmadı. çok çok iyi oldu. yarın belli olur :)


ÜCRETLER

Gümrük Verigisi : 0.0 TL
Damga Vergisi : 0.6 TL
Gümrüğe Sunma Ücreti : 3.0 TL
Yurtdışı İade Ücreti : 0.0 TL
TOPLAM : 3.6 TL


GÖNDERİNİN HAREKETLERİ

SIRA TARİH SAAT İŞLEM TÜRÜ AÇIKLAMA İŞLEMİ YAPAN
PTT İŞYERİ İLÇE İL
1 16/12/2014 09:40:00 Gonderi yurtdisina sevk edildi Send item abroad (EDI-received) - - UNITED KINGDOM (THE) (Yurt Disi)
2 23/12/2014 11:49:39 PTT İşyerine Girdi Yurtdışı Kabul Geliş Kaydı Yapıldı İSTANBUL UKİM ZEYTİNBURNU İSTANBUL(AVR)
3 23/12/2014 14:31:54 PTT İşyerinden Çıktı İSTANBUL KİM Merkezine Sevk İşlemi Gerçekleşti. İSTANBUL UKİM ZEYTİNBURNU İSTANBUL(AVR)
4 23/12/2014 16:20:47 PTT İşyerine Girdi Posta Teslim Bordrosu Mübadele Servisine Geldi İSTANBUL KİM ZEYTİNBURNU İSTANBUL(AVR)
5 23/12/2014 20:23:38 PTT İşyerinden Çıktı SAMSUN 75.YIL PİM Merkezine Sevk İşlemi Gerçekleşti. İSTANBUL KİM ZEYTİNBURNU İSTANBUL(AVR)
6 24/12/2014 12:34:22 PTT İşyerine Girdi Posta Teslim Bordrosu Mübadele Servisine Geldi SAMSUN 75.YIL PİM MERKEZ SAMSUN
7 24/12/2014 13:18:32 Xx İlçe Merkezine Sevk İşlemi Gerçekleşti. SAMSUN 75.YIL PİM MERKEZ SAMSUN

Bugün itibariyle ürünün geldi, bir sıkıntı yok. 4 tl ödeme yapıldı sadece. Orta boy valiz büyüklüğünde tek parça olarak gönderilmiş ürün. Gümrükte kontrol edilmiş.

hayırlı olsun.
gümrüğe takılmaması büyük şans, galiba ben o riski almayacağım.

hangi ders bilmiyorum ama online olarak denesen? yani youtube kanalları, internet siteleri, forumlar gibi

yazarak çalışma+1

geçmiş senelerde çıkan sorulara çalış sadece.

sarelle

Tahin pekmez.

sarelle +1

Yutella

peki hangisi daha sağlıklı?

Bence ikisi de sagliksiz. Ama bence sadece bence tahin peknez daha zararli olabilir icindeki buyuk cogunlugu olusturan tahin yuzunden.

Krem peynir eheh.
ikisinden biri diyosan tahin pekmez.

kızarmış ekmek+süzme peynir+bal

fiskobirlik findik ezmesi

tahin pekmez

Tahin pekmez

Yemişim nutellayı şokomellayı peripellayı. Bak görüyosun kaç çeşit çokolat var. Her birinin de iştah açıcı kreatif marka ismi var. Tahin pekmezin var mı öyle bir derdi? Yok. Kendini dadıyla pazarlıyor. Benzeri var mı? Yok. Varsa da başarılı olamadı çünkü bildiğim tek çeşit tahin pekmez var.

Tahin pekmez+

tahin -pekmez ve nutella gönlümde aynı yere sahip

şu anda 2'si de var evde ve sırf bu karşılaştırmayı yapabilmek için birer kaşık hüplettim:

tahin pekmezi önde.

fiskobirlik fındık ezmesiyle kıyasladığımda, burun farkıyla fiskobirlik önde bitirdi yarışı.

Ekmekli tahin bekmez

ekmeksiz cay kaşikli nutella.

2'sini de severim. Tahin pekmeze yeni alışıyorum, nutella çocukluğumdan beri yediğim bir şey.

tahin pekmez tabii ki

nutellalar çokokremler bilmemneler hiç yemedim. zararlı onlar.
en azından hakiki bir pekmez yersin gücüne güc katar :D

Tahin pekmez.

Nutella sevmiyorum pek. Ama kendi yaptığım nutellayla kıyaslamak gerekirse karar veremem :(

Bal.

eşim doğum yaptığında sütü artsın diye tahin+pekmez önermişlerdi.

nivalis harnup pekmezi

sağ üst sol alt anlaşılmıyor onlar ne ?

cevap yasak mı

afyon haşhaş kaymak sucuk diğerini anlamadım
edit:onun kale olduğu kırk yıl düşünsem aklıma gelmez.

sağ üstteki ne seçemedim.

proletarier + 1
Sağ üst ile sol altı anlamadım. Sucuk değildir herhalde.

Afyon

Afyon

sucuk, kaymak ve kaleye bakarak afyon +1 diyorum.

sucuk, afyon kalesi, kaymak, haşhaş. cevap afyon. olmaz olsun böyle memleket(im).

Arkadaşların söylediğini yanlış anlamadıysam Afyon.

Afyon herhalde, Afyon, şehir olan.

Afyon ile adanın ilgisi ne?

@nereye bu gidis afyon kalesi bence o.

ben de karahisar mı dedim ama adada bi kale göremeyince...

ada değil yav. efekt gibim bişey yapmışlar.

edit: yalnız sol alttakine ben dahil herkes kaymak demiş ama lokum değil mi o?

Rulo kaymak o.

dilekçeyi genel müdürlüğe postalıyorsunuz sadece. kredi geri ödemesi başlamadan dilekçe göndermeniz gerektiği için, eğer gerekli ise ek olarak ne yapmanız gerektiği konusunda çağrı merkezini arayınız.

Ekimin sonu sondu. Şu an artık icralık olduğu için vergi dairesine havale etmişlerdir, umarım kabul ederler dilekçeyi.

Ankaradaki kyk genel müdürlüğüne postaneden tahhtlü ile yollamıştım ben. 3 günde gidiyor.

borç başlamadan önce yüksek lisans askerlik ve işsizlik gerekçesiyle erteleme yaptırabiliyorsunuz. ödeme başladıktan sonra yaptırılmıyor diye biliyorum. sitesindeki dilekçeyi sitesindeki iletişim adresine postayacaksınız.

tüh be ben de unuttum ertelemeyi.

şimdi şu vergi dairesine geçti demek mi oluyor? 4 lira gecikme faizi gelmiş:

prntscr.com

gerçi ablam 2010'dan beri ödemesi gerekiyor bu borcu ödemiyor. öyle hemen icra, haciz olayı başlamıyor da erteletseydik iyi olurdu.

demir eksikliği terlemeye yol açıyor. bir vakit bulduğunuzda baktırabilirsiniz. depo demire baktırın (ferritin)

gece terlemesi pek iyi birşey değil. en kısa sürede bir göğüs hastalıkları uzmanına gitmenizi öneririm.

her gün oluyorsa ve anlattığınız gibi sırılsıklam oluyorsanız, bence hiç vakit kaybetmeden bir doktora gitmeniz gerekiyor.

Genelde şu ADSL snr up/down değerlerine bakarlar. Hızlandıktan sonra kopuyorsa kaldırmıyordur muhtemelen.

Hat sorunudur.

Bir kere yedim, bir daha o hataya düşmem

hiç yemedim. merak da etmiyorum ama. sanırım hiç yemeyeceğim.

pek aramıyorum açıkçası,birkaç kere yedim favorim olmadı.Uzakdoğu mutfağından noodle seviyorum ben.

hiç sevmem. bi kere denedim, kustum ki öyle kolay kolay da midem bulanmaz.

tr'de yemek sıkıntı. yurtdışında yaşadığım için her hafta yiyiyorum. bazen lüx bi japon resturantında bazen köşe başı 20 parça-30 parçacılarda.

harika bir şey bence.

Bir kere yedim. Çok iyi yaptıklarını iddia ediyorlardı, yanımdakiler şapır şupur yediler. Benim suratım önce yeşile, sonra kırmızıya, sonra tekrar yeşile döndü ve gözlerimden yaşlar boşanmaya başladı. Çiğnemeden yuttum birkaç lokmayı, ağzımda bu tat kalmasın diye. Benimkini de yanımdakilere verdim.

olsa hergün yerim

bir gün denemek istiyorum henüz yemedim hiç.

sushi benim için bir yaşam stili. Topkapıda arabada sushi satan bir adam var alt geçidin orda. süper.

İlk sushicoda yedim midem bulandıbi daha yemem dedim. Sonra başka yerlerde denedim sevdim. Yılan balığı gibi şeyler değil de somon, karides falan güzel oluyor.

yaşadığım şehirde olmadığı için istanbula yolum düştükçe ve yanımda suşi seven biri oldukça koşa koşa gidiyorum. bir gün hiç denememiş olan kardeşim vardı ki sevmez öyle şeyler. yürü lan diyip önüme kattım ona da sevdirdim kafasına vura vura. artık kimseyi bulamazsam onu sürüklüyorum çok canım çektiğinde.

fiyat güzelmiş istanbul ise adresi alabiliy miyim?=)

bnde bi kere yedim. onlar yapmıslar çancincona göre. uymaz aliye veliye.

Ben de çok severim ancak fiyat/performansı düşük maalesef, fakir olduğumdan az yiyorum. Ayrıca neresi orası?

çok severim
önceden ayda bir yiyordum

severim, ayda 2 falan yiyorum. o da paket siparişte genelde dışarı yemeğe çıkınca kimse istemiyo

cok severim.
ayda bir falan yerim heralde. pahali olmasa cok daha fazla yerim.

severim
insan genelde ıyy çiğ balık derler ama zaten çiğ balık falan yok içinde, taptaze çiğ balığı kim kaybetmiş de uyduruk çin japon lokantaları bulsun. zehirlenir millet.
somon füme, avokado, salatalık, ton balığı gibi şeylerle yapıyorlar. gayet lezzetli bence. tabii wasabisi ve zencefil turşusunu da isterim yanında.

sushi her gün değil arada bir yenecek bir şey gibi benim için.

ama noodle öylemi? kahvaltıda yediğimi hatırlıyorum. öğle yemeğinde 2 , akşam yemeğinde 3 kutu yediğimi hatırlıyorum. gece rüyamda nudo paketiyle sevişiyordum sonra uyanmışım.

Ben çok severim. Olsa da yesem hatta. Canım çekti şimdi.

Buradan yaptığınız şikayetleri hat sahibine hesap açarak yapın, daha önce kendi hesabımdan annemin üzerine olan hat için şikayette bulunmuştum, hat sahibi şikayet etsin demişlerdi :D
Güzel sitedir, kesinlikle daha farklı yaklaşıyor firmalar.

annemin adına açtım hocam ben de, ama şimdi telefonda ne deseler "hıı" diyecek, o yüzden yazılı olsun da cevap vereyim diyorum :)

benim ttnt'i şikayetim 2 hafta içinde sonuçlanmıştı. ttnet'i kapımda köle etmiştim o dönem, öyle taşaklı bir şey bu btk.

yazılı olarak da bir şeyler göndermişlerdi bana. mail de atmışlardı.

2 hafta da uzunmuş ya, benim şikayet sebebim telekom fibernet var dediği halde bize adsl bağlamaları...topu da işte türk telekom'a atacaklar muhtemelen ama sonuna kadar gideceğim.

normal olan daha hoş göründü gözüme

normal

manzara vs gibi çok ışıklı ortamlar kullanılmayacaksa hdr fotoğrafı sadece bozar.

Nefes alıp verme sorunu yaşıyor musunuz uyurken? Bende mutlaka burun deliklerinden birisi tıkalı oluyor, ondan dolayı yorgun uyanıyorum mesela. Ya sinüzit ya da kemik eğriliği dolayısıyla oluyor, baktıracağız.. Size de tavsiye ederim :)

bende septum deviasyonu vardı, ameliyat oldum 6 sene evvel. eskiden burnumdan çok az nefes alabilirdim, şimdi burnumdan nefes alabiliyorum ama uyurken ağzımdan mı nefes alıyorum bilmiyorum.

dediğiniz sorunu da yaşıyor olabilirim yani. bu demektir ki ömrüm boyunca yorgun uyanacağım :)

beslenme, alkol, olası sağlık sorunlarındna bahsetmemişsin.

Geçici de olsa çözümü var aslında: eksisozluk.com

Tek kullanımlık olduğu için pahalı gelebilir, başlıkta bir arkadaş alternatifinin adresini vermiş.

hiçbir sağlık problemim yok. alkol çok seyrek, ayda yılda bir. sigara yok. kumarım yok. akşam olunca evimdeyim. beslenmem de iyi, hatta son zamanlarda daha fazla dikkat ediyorum myfitnesspal ile takip ederek.

sanıyorum ameliyat öncesindeki alışkanlıkla devam ediyorum uyurken, zaten alışkanlık olduysa, ameliyattan sonra düzelmeyebilir ağzın açık uyuman demişti doktor.

-- parası neyse veririm sevgikusunkanadinda, o dert değil. yeter ki işe yarasın. bunu deneyeceğim.

Grafiği bilemem ama kan tahlili yaptırmanızı tavsiye ederim. B vitamini eksikliği var bende galiba. Çok yorgun kalkıyorum diye sizin gibi B vitaminine başlamıştım geçenlerde. Zımba gibi kalkıyordum adeta. Tahlil yaptırmadan içmeyeyim diye kenara bıraktım şuan..

vitamin, mineral ve diğer kan değerlerim normal düzeyde. bu sorunum için çok doktora gittim, çok tahlil yaptırdım ama bir sonuç alamadım açıkçası.

hep geç saatlerde mi yatıyorsun böyle? eskiden ben de geç yatardım ve dediğin gibi kaç saat uyursam uyuyayım hep yorgun uyanırdım. erken yatmaya başladığımdan beri öyle bi sorun olmuyor.

hocam iş güç proje derken erken yatmam mümkün olmuyor maalesef. genelde bu saatlerde yatıyorum.

anemi?

@want2die : Bir ara sıkıntıdan mandalinaya sarmıştım. Bir oturuşta 4 kilo yedim valla.

Başlıktaki soruna cevap olarak yazıyorum. İnsanlar bence intenet olmadan önce daha az boş işle uğraşıyorlardı, zamanlarını daha verimli kullanıyorlardı. Tamam çoğu meselede zaman kazandırmış olabilir bu internet, en basitinden e-mail çok önemli bir gelişme. Benim düşüncem bu yönde.

günde 2-3 gazete alır okurdum, haftalık bütün mizah dergilerini okurdum.

tüketici gazetesi vardı araba bakmak için onu alırdık :)

ve evet zamanı daha değerli kullanıyorduk herhalde.

@aguilas negras; İnternetin olmadığı dönemlerde insanlar daha az boş işle uğraşıyorlardı diye düşünmek bence yanlış. O dönemde de insanlar saatlerce televizyon izliyordu vs. Bu düşünceye göre televizyonun olmadığı dönemlerde insanlar çok daha meşgül oldukları ortaya çıkar ki bu da saçmadır.
Klasiktir, kitap oku, el işi, puzzle, bulmaca, dergi, gezmek, dolaşmak, arkadaşlarla buluşmak gibi şeylerle vakit geçirebilirsin.

örnek:
www.raprup.com

bunun gibi kaç tane güzek örnek vardı da bulamadım şimdi.

insanlar birbirlerine zaman ayırıyolarmıs eskiden...

Acaba internet ve bilgisayar olmadan üç gün yaşayabilir miyim diye merak edip denedim. Şu yaşıma kadar bir tane kitap okumamış olan ben, üç günde iki kitap bitirdim. Demek bir ay internet ve bilgisayar olmazsa alim olup uçarım herhalde.

çalışanlar işe, okuyanlar okula giderdi. ev kadınları da o okuyan, çalışanlara kahvaltılarını ettirir, evini temizler, yemek bulaşık çamaşır allah ne verdiyse. çarşı pazar biraz komşuculuk, akabinde akşam yemeği hazırlığı. işten, okuldan gelenler evde biraz dinlenir, kimileri tv izler, kimiler kitap okur, ödev yapar. arada misafir gelir veya misafirliğe gidilir, insanlar birbirleriyle sohbet eder. o zamanlar insanlar saatlerce tv falan izlemezdi, hele tek kanallı dönemde öyle bir bağımlılık yoktu. çok da boş işlerle uğraşan yoktu işsiz değilse.

kitaplar varken başka meşgale aramıyorum mesela. günde 20-30 sayfa okumakla kalmadığım için yemek+uyku+banyo falan dışında kesintisiz okuyabiliyorum. nette de böyle arada kafa dağıtmak için birkaç saat takıldığım oluyor, ama girmedim mi hiç aramıyorum. e-posta kontrol etmek bile zoruma gidiyor. ancak yine kitap/makale sözkonusu olunca zaman zaman güzel erişim sağlayabiliyor, o avantajını es geçemem.

sinemaya gidebilirsiniz, sergilere vb. öncesinde veya sonrasında çay kahve bira neyse içersiniz. dışarıda bir yemek yiyebilirsiniz. aramadığınız ama özlediğiniz birileri varsa arayabilir veya mümkünse buluşabilirsiniz. yürüyüş yapabilirsiniz. şehrin görmediğiniz yerleri varsa oraları turlayabilirsiniz. istanbul'da birkaç yıldır yaşayıp bellibaşlı semtleri görmemiş, yerlerini bile bilmeyen arkadaşlar var da oradan aklıma geldi. bunu yapmak için istanbul'da olmak gerekmiyor tabii.

al bi 1000lik puzzle. yanına da kahve yap, güzel de müzikler aç. çerçevesini de al ama. kendin yapıştırırsın.

aynı durumdayken öyle yaptım.

internetsiz kaldığım bir dönem olmuştu, yaklaşık 8-9 ay. yeni taşınmıştım. ilk zamanlar çok zorlanmıştım da sonra alışmıştım internetsiz kalmaya. tek sorun araştırma yapamamamdı.

her sene köye gidiyorum. köyde baz istasyonu bile yok. telefonlarımız çeksin diye dağlara çıkmışlığımız var. ama köyde hiç aramıyordum interneti. uğraşacak çok şey olunca, 2 hafta boyunca telefonu bile 1-2 kere alıyordum elime.

yapmaktan hoşlandığın bir şey bulman lazım yani.

ha bir de tetris oynardik her yerde :)

Ben anca kitap okurdum. İlkokulda, lisede şimdi olsa beni sıkacak ağır kitapları okurdum. Tahammül eşiğim yüksekti. İnternet odaklanma suresini kısaltıyor, dizi izleye izleye filmler bile bayıyor insanı. Daha verimli işlerle uğraştığımıza katılıyorum. Çocugumu nete sokmicam.

o zaman her şey daha dolu doluydu. özlüyorum.

son 20 yılın tecrübesi üzerinden, modele vs hiç girmeden, genel olarak WD marka disklerle diğerlerinden çok daha az sorun yaşadım ben.

#1 WD
#2 Hitachi
...Büyük Kalite Farkı...
#3 Seagate
...Büyük Kalite Farkı...
#4 Toshiba
Gerisi: Çöpler

not: ne olursa olsun her hdd hassastır.

ani elektrik kesintisinden,
özellikle çalışırken herhangi bir şekilde sarsıntı ve darbelerden,
güvenli kaldırmadan direkt çıkarmaktan(hariciler için)
büyük zararlar görebilirler...

2 tane Seagate'im mezarı boyladı, hem de içlerinde veri varken.

WD ile 6 yıldır sorunsuz birlikteliğim var, taş gibi. sevgiline kız, hdd'yi al duvara fırlat yine bozulmaz. denedim. duvar deforme oldu. hdd çalışıyor.

Sanırım hddler için genel ömür 7 yıl deniyor bu yüzden 2-3 tanesi senkronize çalıştırmanız tavsiye edilir, bunu sanırım en iyi nas sunucu ile yapabilirsiniz ama pahalı olmalı.
Usb 3.0 hdd alacaksın, hızı araştırarak bulacaksın.

edit: elbette çalışıyor bende de var çalışan harddisk fakat üzülmemeniz için genel tavsiye yedekli çalışmanız.

Yedeklenecek veri asiri buyuk degilse en saglami SSD oynar parcasi yok, daha hizli, sorun cikarma ihtimali daha dusuk ama esek gibi pahali iste.

@fortisvita harddisklerin ömrü ssdlerden çok daha uzun.
@atom karıncanın torunu 10 yıldan eski hala çalışan harddisk bile var elimde.
7 yıllık da hala aktif kullanımda olan sistemin kurulu olduğu harddisk var eski bilgisayarda.

şimdiye dek harddisk bozmadım, doğru kullandığında ömrü hiç de kısa olmuyor harddisklerin.
he en iyisi nasta raid yapmak tabi ama depo amaçlı kullanılan harddisk darbe almadıkça onlarca yıl sorunsuz çalışır.

not:wd my book 140mb civarı hıza sahip.

bi cahil sorusu olarak, bunun 1 tb ya da 4tb arasinda kalite farki var midir? yani genisledikce alan yavaslayip kasar mi alet?

WD harici diskim disinda sunger kaplama varken bir kere bacak boyundan yere dustu cok sert olmayan sekilde ve icindeki tum verileri kaybettim geri getiremedik profesyonellerle.
Seagate aldim sonra o da dustu ama hasar yok su ana kadar, o yuzden seviyorum simdilik.
yine de hic birisine guven olmuyor en garantisi cloud servisleri

(bkz: winebottler)

wineskin.urgesoftware.com

göz dibi baktılarsa ve temiz çıktıysa dert etme.

uzun süre bakınca benim gözün de götü başı oynuyor. tansiyon düşmesi gibi bendeki.

@fayfim

göz dibi falan baktılar mı bilmiyorum da dünya göz hastanesine gitmiştim. damla falan damlatıp, birkaç makineyle bakmışlardı yani. 1,5 ya da 2 sene oldu bak süreyi tam hatırlamıyorum da kadın benimle hakikaten dalga geçmişti.

parlak beyaz noktalar kaydıysa retinada hasar olabilir. bilgisayarla ilgili değil. her retina yırtığında böyle başlar belirtisi... ama sizin başınıza gelen daha farklı bişiy olabilir. birkaç kez daha tekrar ederse gidin bence hekime.

ek: dünya göz hastanesinde (retinayla ilgili) lazer operasyonum son derece başarısızdı, hekimler deseniz ayrı dert... detayları versem dakikalarca küfredersiniz. şimdi şeyapamadım. icap ederse daha sonra anlatırım, mesaj göndermeniz yeter.

retina yırtılması mı, haydi, otur ağla ya. :/

çok kısa sürünce ve ilk defa olunca çok da üzerinde durmadım bu seferlik. bi' daha olursa giderim bu sefer doktora, kaçış yok.

burdan teşhis koymuş gibi olmayayım, dediğim gibi aynı şey değildir belki flaş patlaması dediğiniz. bende hep tarif ettiğim gibi başlar ve defalarca lazer yaptırdım.

ileri derece miyopum. ileri derece miyop ve darbe sonrası travma yoksa hemen şüphelenmeyin. tekrar ederse ciddiye alın dediğim gibi.

migren? yorgunluk?

migren atağı öncesi bazen olabilir. misal karşıdaki insanın yüzünün bir kısmını göremezsin vb..

dalgamızı

www.youtube.com

Sacimizi.

(bkz: yar.ak afedersin)

sadafghjkgl olum biri dalgayı harbi koyarsa yarılırım lan

poponuzu koyun. ama çıplak olmasın.

bir dalga fotoğrafı bekliyorum

@kahve kokusu: kadınlarımız? hahah muazzam bir benimseme görüyorum. yokluktan heralde.

(bkz: zannedersem tek eksiğiniz yarraktı)

amaç ivme kazandırmaksa odamızı ifşa edelim. kız erkek fark etmez, herkes daha rahat paylaşabilir. hem de ışığın denk geldiği bi fotodan çok daha fazla şey anlatır. (eğer kafanızda birini tanımak vs varsa)

yok mu?

bu duyurunun sonu kötü bitecek hollowlife göreve :)

alın lan diz kapağımı ifşa ettim.

imgur.com

koymak için bahane mi arıyon :D ne cesaretsizsiniz.

sakalınızı koyun bence. sakal çok güzel bişey.

@mattiadestro ahahahah abi daha güzel bir yerin yok muydu